Bursa’nın tarih öncesi dönemlerden başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olma özelliği ve Cumhuriyet Dönemi’nde tarım ve sanayinin öncü şehirlerinden olması, kentin, “yaşayan müze şehir” adını almasını sağlamıştır. Kültürel mirasımızın en zengin örneklerini, eserlerin ait olduğu dönemin dokusuna sadık kalarak oluşturulmuş atmosferinde ziyaret edebilirsiniz.
BURSA KENT MÜZESİ
14 Şubat 2004’te açılan Bursa Kent Müzesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin kültürel, tarihsel, sosyal ve ekonomik birikimini korumak, tanıtmak ve yarının kentlilerine yol göstermek amacıyla kurulmuş özel bir müzedir.
Müze, 1926 yılında Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından I. Ulusal Mimarlık Akımı Üslubunda inşa edilen Adliye ve Maliye (Defterdarlık) binalarında faaliyet göstermektedir. Bursa ile ilgili her türlü belge, eşya, kitap, görsel malzeme, ses ve görüntü kayıtlarının toplandığı Bursa Kent Müzesi, kuruluşundan günümüze hazırladığı sergiler, gerçekleştirdiği etkinlikler ve planladığı eğitim programları ile Türkiye’nin en nitelikli ve sevilen müzelerinden biri haline gelmiştir.
KARAGÖZ MÜZESİ
2007 yılında açılan Karagöz Müzesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 1339 yılında Bursa Orhan Cami inşaatı vesilesi ile başlamış olan Karagöz Gölge Oyunu Kültürünü tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulmuş özel bir müzedir.
14 Haziran 1997’e kadar trafo binası olarak kullanılan yapı Bursa Büyükşehir Belediye’si tarafından öncelikle Karagöz Evine ve daha sonra 2007 yılında tekrar yapılandırılarak Türkiye’nin ilk ve tek Karagöz Müzesi’ne dönüştürülmüştür.
ZİNDAN KAPI
Zindanlar, Orta Çağ şehir surları içinde bulunan, hürriyeti kısıtlayıcı cezaların yanında bedensel cezaların da uygulandığı kapalı mekânlar olarak tarif edilmektedir. Bursa surlarının tarihi M.Ö 2. yüzyıla dayanmaktadır. Bitinya kralı I. Prusias döneminde inşa edilen surlar, Roma ve Bizans daha sonra ise Osmanlılar tarafından 19.yüzyıla kadar çeşitli zamanlarda onarımlardan geçirilerek kullanılmaya devam edilmiştir.
Restorasyon çalışmaları ile ayağa kaldırılan yapının girişinde “Kanlı Kuyu” bulunmaktadır. Rivayetlere göre bu kuyu bedensel infazların gerçekleştirildiği yerdir. Kuyudan sonra ziyaretçileri surların tarihsel detaylarının anlatıldığı kalıcı dijital sergi karşılamaktadır.
BURSA GÖÇ TARİHİ MÜZESİ
Anadolu topraklarında tarih öncesi dönemlerden günümüze değin süren ‘göç’ olgusunu sunmak, insanların yaşamlarına yaptığı etki ve göç eden insanların göç ederken ya da ‘göçmen’ ünvanını aldıktan sonra geride bıraktığı hikâyeleri ve yeni yaşamlarına alışma dönemleri sırasında elde edilen bulgu, belge ve malzemenin Bursa için önemini ortaya koymak amacı ile 07.11.2014 tarihinde Bursa Göç Tarihi Müzesi ziyaretçilerine kapılarını açmıştır.
MERİNOS TESKTİL SANAYİ MÜZESİ
Türkiye’nin ilk ve tek tekstil sanayi müzesi olan Merinos Tekstil Sanayi Müzesi 14 Ekim 2011 tarihinde açılmıştır. Müze sanayi mirasının korunması bağlamında yeni kuşaklara Cumhuriyet dönemi sanayi hamlesi ve Bursa tekstilinin doğuşu ve gelişimini anlatmaktır.
Bursa; coğrafi koşulları, iklim şartları, Osmanlı’dan beri süregelen dokumacılık geleneği ve nitelikli insan potansiyeli ile her yönden tekstil fabrikası kurulumuna uygun bir şehirdir. Devlet eliyle sanayileşmenin ilk örneklerinden olan Merinos Yünlü Dokuma Fabrikası Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 15 yıl sonra, 262.000 m2 arazi üzerinde 2 Şubat 1938 tarihinde açıldı. Bu fabrika döneminde, Balkanlar ve Ortadoğu’nun en gelişmiş sistemine sahip tekstil işletmesi olup kurulduğu tarihten kapanışına kadar 17.500 kişiye istihdam sağlamıştı. İki dünya savaşı arasında, Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmış Türkiye’deki ekonomik ve sosyal koşullar düşünüldüğünde, kadınların da en çok istihdam edildiği Merinos Yünlü Fabrikası ülkeye sosyal ve kültürel anlamda çağdaş bir çalışma anlayışı getiriyordu.
BURSA MEVLEVİHANESİ VE MÜZESİ
Tarihi Hisar Bölgesinde, şehrin en eski Müslüman mezarlıklarından biri olan Pınarbaşı Mezarlığının karşısında, Bayramyeri Caddesi üzerinde yer alan Bursa Mevlevihanesi, âsitane olarak tanımlanan büyük dergâhlar arasında yer almaktadır. 1615 yılında Sultan I. Ahmed’in emriyle CünûnîAhmed Dede tarafından inşa edilen söz konusu dergâh, dört asır boyunca Hak ile hâk olanların, dost yolunda ölenlerin, Allah yolunda birlik olanların sığınağı olmuştur. 20. yüzyıldan itibaren mescit, karakol, askeri depo ve son olarak su deposu gibi farklı işlevler için kullanılan Mevlevihane binaları zaman içinde bakımsızlıktan ve kimsesizlikten harap hale gelerek yıkılmıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesinin Tarihi Kültürel Mirası Koruma ve Yaşatma Çalışmaları kapsamında ele alınarak yeniden ihyası gerçekleştirilen Mevlevihane alanı ve binaları, 2023 yılından Bursa Mevlevihanesi ve Müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.